Sokak röportajlarından nefret ediyorlar, biliyoruz. Öyle ya, ekranlarda, köşelerde gerçekleri anlatanları binbir numarayla düşmanlaştırabilirler.. Anlatılanları çarpıtabilirler. Ya sokaktaki vatandaşın söylediklerini nasıl izah edecekler?
Anlaşılan izah edemeyince bir bahane yaratıp yasaklayacaklar.
RTÜK Başkanı radyolar televizyonlar yetmemiş olacak ki sokağı da kapsama alanına almış, “röportajları takibe aldıklarını” duyuruyor. RTÜK Beyler takibe başlayınca sonucunu biliyoruz, değil mi!
*. *. *
Erdoğan’ın ta İstanbul belediye başkanlığından yol arkadaşı Hüseyin Yayman bir başka işaret veriyor:
“Bana Hatay’da, Ankara’da, Adana’da, İstanbul’da sokakta gören insanlar ‘Sayın vekilim TikTok’u kapatırsan cennetin kapılarını aralarsın’ diyorlar.”
Vatandaşın “sayın vekilim” demesine vurgudaki kibiri bir kenara bırakın.. “Cennetin kapısını aralama” gibi İslam inanışının her zerresine aykırı bir ifade, neyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Bu kafa, yaptığı her şeyi din ile, hatta “cihat” anlayışıyla açıklayabilir.
“Pazardaki fiyatları Allah belirliyor” sözleri aptallık numunesi ya da şaka olmaktan çıkabilir.
*. *. *
AKP iktidara gelirken söylenenleri hatırlıyorsunuzdur.
3 Y ile savaşacaklardı. Bizzat Erdoğan “hey heyyy” diye duyurmuştu:
“Biz yola çıkarken 3 Y ile mücadele dedik; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Yolsuzluğa asla müsamaha göstermedik, göstermeyiz.”
Hadi ya!
Uluslararası Şeffaflık Örgütü açıkladı korkunç tabloyu. Türkiye 2023 yılında yolsuzluk algı endeksinde 180 ülke arasında 115. sıradaymış. Bu noktaya bir önceki yıla göre 14 sıra gerileyerek gelmiş hem de..
Arşivlere, özellikle “erişim engeli” getirilen haberlere şöyle bir göz atmak bile yeter aslında. Sicilimiz pek fena.
Yoksulluğa gelince; hepimiz kendi hayatımızdan nasılsa biliyoruz. Ancak -bizim de üyesi olduğumuz- OECD, birkaç gün önce öyle bir araştırma yayınladı ki.. Offf!
* Türkiye’de her beş çocuktan biri yeterli beslenemiyor.
* Türkiye’de 172 bin çocuk yatağa aç giriyor.
* Türkiye, çocuklarda yoksulluğun en yüksek olduğu ülkelerden biri.
*. *. *
3 Y, bırakın yok olmayı AKP iktidarında büyüyüp serpildi. Semirdi. Hatta balkonu eve kapatmışız gibi Y’ler 3+1 oluverdi!
Zira, Y’alan eklendi.
Hayır, artık hepinizin ezberlediği “enflasyon düşüşe geçti” ya da “köprülerin yapımına 5 kuruş vermedik” gibi bayat yalanlardan söz etmeyeceğim.
Ama olimpiyatlardan söz etmeden olmaz.
Madalya tablosu netleşince kimi kalemler hemen yetişti. Başarısızlığa anında kılıf dikiverdi.
Meğer olimpiyatlara yeni yeni oyunlar eklenmemiş mi!
Meğer Türk ekibin yarıya yakını 25 yaşın altında değil miymiş!
Zannedersiniz ki, bunlar sadece bizim için geçerliydi. Yeni eklenen oyunlarda, mesela kaykayda neden sporcumuz yoktu diyoruz. Ya da 25 yaşın altında sadece bizim sporcularımız vardı. Öteki ülkelerin ekiplerini görmüyoruz.
*. *. *
TÜİK’in yalanlarına alıştık. Zeytinyağının fiyatını zeytinden daha düşük bulma / gösterme mucizesi her babayiğidin kârı değil.
“Dış mihraklar” yalanı da artık güldürmeyen skeçler kategorisinde.
Peki olimpiyat felaketini “gerçekten açıklayabilecek bir yalan” var mı? Türkiye’nin Tokyo Olimpiyatları’ndaki 35’cilikten Paris’te 64’üncülüğe DÜŞMESİNİ neyle izah edeceksiniz?
Nasıl bir kıvırma sizi kurtarır?
Bu rakamların, tabloların açıklanabilir, yorumlanabilir tarafı var mı?
Güney Kore, savaştaki Ukrayna ilk 20’de.. Türkiye 64. sırada..
Tıpkı basın özgürlüğü gibi.. Tıpkı enflasyon gibi.. Ve daha nice kritik veri gibi.. Dünyanın dibindeyiz!
İktidarınızın 22 yılında yoksullaştık, yalanlara boğulduk.. Ne acıdır ki, İranlı dostlardan “sosyal medya yasaklarını aşma konusunda” akıl alır olduk..
Belki çok daha önemlisi; sevinmeyi, doyasıya eğlenmeyi, kutlamayı unuttuk.
Yazık! Çok yazık!
