Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 100 yıllık birikim zemininde “Türkiye Yüzyılı” dediklerini belirterek, “Bu yüzyılda yeni hedefler ve ufuklarla yolumuza devam ediyoruz. Bunlar arasında en önemli hedeflerimizden biri, 2053 Yılı Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Kalkınma Vizyonumuz çerçevesinde düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik somut adımlar. Cumhurbaşkanımız, bu konuda gerekli vizyonu ortaya koymuş durumda.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Dünya Gazetesi öncülüğünde İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Oditoryumu’nda düzenlenen “İklim Ekonomisi-Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi”nde yaptığı konuşmada, ekonominin diğer birçok alanla bağlantılı olduğunu söyledi.
Ekonominin insan ve yaşam için olduğunu anlatan Yılmaz, güçlü çevre ve sürdürülebilirlik politikalarının bulunmadığı bir ortamda nesiller arası adaletin sağlanmasının mümkün olmayacağını vurgulayarak, küresel anlamda da bunun çok tartışıldığını, çevre konularının dünyanın da sıcak gündemi olduğunu dile getirdi.
Artık gelecekten değil şu an etkilerinin hissedildiği somut süreçten bahsedildiğine işaret eden Yılmaz, bir taraftan “Dünyayı bu hale kim getirdi?” tartışmasının diğer taraftan da dünyayı hep birlikte ortak çabayla koruma ihtiyacının olduğunu, bu ikisi arasında denge kurulmasının gerektiğini kaydetti.
Yılmaz, sorumlulukların ortak ancak kapasitelerin eşit olmadığını belirterek, özellikle gelişmiş ülkelerin teknoloji transferi ve finans desteğiyle bu sürece katkıda bulunmalarının hem tarihsel hem de bugünkü kapasitelerinin kendilerine yüklediği sorumluluğun gereği olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, iklim ekonomisinin, çevresel sürdürülebilirliği ve düşük karbonlu teknolojilere geçişi destekleyen politikaların uygulanmasını gerektirdiğini belirterek, yeşil tahvillerin ve diğer sürdürülebilir finansman araçlarının çevresel fayda sağlayan projelere sermaye akışını artırıp iklim değişikliğiyle mücadelede önemli rol oynadığını dile getirdi.
Temiz enerjiye, kaynak verimli teknolojilere ve sürdürülebilir gelişmelere yatırımların artmasının biyolojik çeşitliliğin korunmasına da yardımcı olduğunu söyleyen Yılmaz, sürdürülebilir projelere yapılan yatırımların istihdam oluşturduğunu kaydetti.
Yılmaz, 2023’te yeşil tahvil ihraçlarının dünya çapında 1 trilyon doları aştığını, bunun 2022’ye kıyasla yüzde 42’lik artış anlamına geldiğini belirtti.
Bununla birlikte dünya çapındaki en büyük 1200 şirketin kazancının yüzde 49’unun “sürdürülebilir kalkınma amaçları”na katkıda bulunan ticari faaliyetlerden elde edildiğini anlatan Yılmaz, pandemi süreci ve sonrasındaki etkilerle dünyanın ilk defa sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde geriye gittiğini, bunun telafisi için şimdi dünya olarak daha fazla çalışılması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, dünyada sürdürülebilir finans piyasasının büyüklüğünün 2030’da 30 trilyon dolara geleceğinin öngörüldüğüne dikkati çekerek, bu verilerin küresel sürdürülebilir finans piyasasının hızla büyüdüğünü, yeşil finansman araçlarına talebin arttığını gösterdiğini ifade etti.
2053 Yılı Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Kalkınma Vizyonu
Türkiye’de de yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir finans alanlarındaki çalışmaların hızlandığına dikkati çeken Yılmaz, Türkiye’nin 2053’e ilişkin önemli hedeflerinun bulunduğunu vurguladı.
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyetimizin 100 yılını geride bıraktık. 100 yıllık bir birikim zemininde ‘Türkiye Yüzyılı’ diyoruz, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı. Bu yüzyılda yeni hedefler ve ufuklarla yolumuza devam ediyoruz. Bunlar arasında en önemli hedeflerimizden biri 2053 Yılı Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Kalkınma Vizyonumuz çerçevesinde düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik somut adımlar. Cumhurbaşkanımız, bu konuda gerekli vizyonu ortaya koymuş durumda. Ülkemizin resmi politika dökümanlarına da bu vizyon yansımış durumda.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın başlattığı “Sıfır Atık” hareketinin de çevre ve atık yönetiminde yenilikçi çözümler sunup dünyaya ilham verdiğine işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla uyumlu yol haritası belirlemek açısından güçlü bir birikime ve altyapıya sahip olduklarının altını çizdi.
12. Kalkınma Planı’nın omurgasını yeşil ve dijital dönüşüm oluşturuyor
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ekonomik büyümeyi çevresel sürdürülebilirlikle destekleyecek politikaların, Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı’nda geniş şekilde yer aldığını belirterek, ekonomik büyümeyi arzu ettiklerini, bunu da sürdürülebilir kalkınma perspektifiyle sağlamaya gayret ettiklerini söyledi.
12. Kalkınma Planı’nın omurgasını yeşil ve dijital dönüşümün oluşturduğunun altını çizen Yılmaz, “Sürdürülebilirlik Endeksi”, “Sürdürülebilir Tahvil Çerçeve Dokümanı”, “2022-2025 Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı”, “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”, “Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nın yayımlanması” gibi çalışmaların da tamamlandığını, Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerini sınıflandırmak ve çevresel hedeflere ulaşmak için standartlar belirlemek amacıyla yapılan “taksonomi” adı verilen çalışmanın da çok önemli olduğunu ifade etti.
Avrupa Birliğinin (AB) “Yeşil Taksonomisi”ni sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri sınıflandırmak için ayrıntılı kriterler sunan ve örnek oluşturan model olarak kendilerinin de örnek aldığını söyleyen Yılmaz, Türkiye’de hazırlık çalışmaları devam eden “Ulusal Yeşil Taksonomi”yle “AB Taksonomi”sinin uyumunu sağlayacak şekilde çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi.
“2023’te ülkemiz hazinesinin ilk yeşil tahvil ihracı gerçekleştirilmiştir”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, iklim dostu politikalarla hedeflere ulaşmak için sürdürülebilir finansmana erişim sağlamanın ve finansmandan faydalanmanın da önemli olduğunu vurguladı.
Dünyadaki bu tartışmalara işaret eden Yılmaz, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine sadece devletlerin, kamunun kaynaklarıyla ulaşmamız mümkün değil. Hele hele pandemi sonrası dönemde artan kamu borçluluğunu düşündüğünüzde, kamunun genel tablosuna baktığınızda, mutlaka özel sektörle birlikte bu hedeflere ulaşmanız gerektiğini görürsünüz.” değerlendirmesini yaptı.
Merkez Bankasının “Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK)” programını yeni bir çerçevede yapılandırdıklarına değinen Yılmaz, finansmanın tesisinde firmalara Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca verilen “Teknoloji/Strateji” puanında yatırımın yeşil üretim performansına ve sürdürülebilirliğe katkısına da ilave not eklendiğini dile getirdi.
Yılmaz, farklı piyasalardan fonlama sağlama konusunda uluslararası sermaye piyasalarında aktif ülkelerden biri olduklarına dikkati çekerek, geleneksel borçlanma piyasalarının yanı sıra son yıllarda önemi giderek artan uluslararası sürdürülebilir tahvil ve sukuk piyasalarından finansman sağlanması yönünde de adımlar attıklarını belirtti.
Bu doğrultuda ön koşul olan “Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı”nın uluslararası mevzuat ve ilkelerle uyumlu şekilde 12 Kasım 2021’de tamamlanarak yayımlandığına dikkati çeken Yılmaz, şunları ifade etti:
“İklim finansmanı ve sürdürülebilir kalkınma stratejimizin önemli bir kaynağı olan bu belge, aynı zamanda özel sektörümüz için de yol göstericidir. Bu belge, ülkemiz hazinesinin yeşil, sosyal ve/veya sürdürülebilir tahvil ve sukuk ihracı gerçekleştirmesine olanak tanımaktadır. Çerçeve doküman kapsamında 5 Nisan 2023’te ülkemiz adına uluslararası sermaye piyasalarında 2,5 milyar ABD doları tutarında ülkemiz hazinesinin ilk yeşil tahvil ihracı gerçekleştirilmiştir. Tahvil ihracı öncesinde gerçekleştirilen yatırımcı görüşmelerinin de yardımı ve yayımlanan bu belgenin etkisiyle, yatırımcılardan güçlü bir talep geldiğini görüyoruz.”
Yılmaz, orta ve uzun vadeli kalkınma hedeflerinin finansmanına, iklim hedeflerinin sağlanmasına, özellikle depremden etkilenen bölgelerde yeniden sürdürülebilir altyapı sistemlerinin oluşturulmasına ve ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla sürdürülebilirlik temalı tahvil ihraçlarına devam edeceklerini vurguladı.
“Elde edeceğimiz kaynaklar, özel sektörümüzün yeşil dönüşüm ihtiyacında kullanılacak”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sürdürülebilir finansın, daha iyi bir gelecek inşa etmenin temel taşını oluşturduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Türkiye Yüzyılı’nda iklim dostu politikalarla geleceğimizi güvence altına alırken sürdürülebilirlik finansmanını güçlendirerek ekonomik büyümemizi de destekleyeceğiz. Geçmişte çok yaşandı bu tartışmalar, ‘Çevre mi, ekonomik büyüme mi?’ şeklinde. Tabii ki kısa vadede veya dar çerçevede bu tartışmalar zaman zaman anlamlı olabilir ama geniş bir perspektifle bakarsanız bu tartışmanın hiçbir anlamı yok. Özellikle de Türkiye için çevreyi koruyucu, sürdürülebilirliği sağlayıcı politikalarla rekabet gücünü arttırıcı, cari açığı düşürücü, makro istikrarımızı sağlayıcı politikaların birbirini destekler mahiyette olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim.”
Ana politikalarına çevre politikalarının da entegre edildiğine dikkati çeken Yılmaz, “Karbon nötr hedeflere ulaşmak için yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımları artırarak hem çevreyi koruyucu hem de ekonomik kalkınmamızı sürdürülebilir kılacağız. Bu noktada Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları kapsamında en önemli başlıklarımızdan biri olan ‘İklim Yasası’ hazırlıklarında son aşamaya gelmiş durumdayız. Kanunun 2024 yılı içerisinde TBMM’nin takdirine sunulmasını bekliyoruz. Böylece yakın zamanda ülkemizde, AB Yeşil Mutabakatı’yla uyumlu ulusal bir ‘Emisyon Ticaret Sistemi’ de kurulmuş olacaktır. Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında elde edeceğimiz kaynaklar, özel sektörümüzün yeşil dönüşüm ihtiyacı için kullanılacaktır, ana felsefemiz bu.” şeklinde konuştu.